DAHİLDE İŞLEME REJİMİ; FAALİYET VE FİRE
Dahilde İşleme Rejimi (DİR), Türkiye’nin gümrük ve dış ticaret mevzuatında önemli bir yere sahip olan, hem yerel hem de ithal edilen malların Türkiye içinde işlenmesi ve sonrasında ihracatını kolaylaştıran bir sistemdir.
Dahilde İşleme Rejiminin Tanımı ve Kapsamı
DİR, Gümrük Kanunu‘nun 108. maddesi kapsamında düzenlenmiştir ve hem yerel hem de ithal edilen malların Türkiye içerisinde işlenmesini ve daha sonra ihracatını kolaylaştıran bir sistemdir. Temelde iki sistem altında işler: Şartlı Muafiyet ve Geri Ödeme Sistemi. Şartlı Muafiyet, serbest dolaşımda olmayan eşyaların işlenip ihraç edilmesini, Geri Ödeme Sistemi ise serbest dolaşımda olan eşyaların işlenip ihraç edildikten sonra ithalat vergilerinin iadesini içerir.
İşleme Faaliyetleri ve Ürün Tanımları
DİR kapsamında işleme faaliyetleri, montaj, kurulum, birleştirme, işleme, yenileme, tamir gibi süreçleri kapsar. İşlem görmüş ürünler, bu faaliyetler sonucu elde edilen tüm ürünleri ifade ederken, “fire” kavramı, işleme sırasında kaybedilen veya imha edilen malzeme bölümünü tanımlar.
Uygulama Örneği ve Sonuçları
DİR uygulamasının örnek bir durumu, ithal edilen malzemelerin bir kısmının işleme sırasında bozulması veya kullanılamaz hale gelmesidir. Bu durumda, bozulan parçalar ya ikincil işlem görmüş ürün olarak değerlendirilir ya da fire olarak tanımlanır. İkincil işlem görmüş ürünlerin hurda değeri üzerinden değerlendirilmesi ya da fire olarak nitelendirilerek imha edilmesi gerekir.
Üretimde Ortaya Çıkan Değerli Çıktıların Doğru Değerlendirilmesi
Son dönemlerde, üretim süreçleri ve özellikle geri dönüşüm teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, üretim aşamasında ortaya çıkan çıktıların değerlendirilmesi konusunda yeni bakış açıları getirdi. 31 Mayıs 2010 tarihli, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 120003174 sayılı yazısına göre, üretim esnasında elde edilen çıktılar iki kategoriye ayrılıyor: “Fire” ve “İkincil İşlem Görmüş Ürün”.
Müsteşarlığı yazıda vurguladığı önemli nokta, ekonomik değeri olan çıktıların “fire” olarak değil, “ikincil işlem görmüş ürün” olarak sınıflandırılması gerektiği. Kuruma, buharlaşma, sızma veya gaz kaçağı gibi yitirilen veya imha edilen kısımların fire olarak nitelendirilmesi kabul edilirken, geri kalan kısımların ekonomik değer taşıdığı durumlarda, bu ürünlerin atık veya kayıp olarak değil, değerli girdiler olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Üretim sürecinde elde edilen bu ikincil işlem görmüş ürünler, gümrük mevzuatı çerçevesinde çeşitli işlemlerden geçirilmeli. Bu işlemler arasında gümrük idaresi gözetiminde imha edilmesi, gümrüğe terk edilmesi, çıkış hükmünde gümrüğe teslimi veya serbest dolaşıma giriş hükümleri çerçevesinde ithal edilmesi bulunuyor.
Sonuç olarak, günümüzde üretim süreçlerinde ortaya çıkan çıktıların ekonomik değerleri göz önünde bulundurularak doğru bir şekilde sınıflandırılması ve değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Bu yaklaşım, hem çevresel sürdürülebilirliği desteklemekte hem de ekonomik kayıpların önlenmesine katkıda bulunmakta. Bu nedenle, ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan inceleme ve denetimlerde bu yeni düzenlemelerin dikkate alınması ve firmaların bu yönde yönlendirilmesi gerekiyor. Bu yaklaşım, sadece çevresel ve ekonomik faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda firmaların karşılaşabileceği hukuki sorumlulukların da önlenmesine yardımcı olabilir.
Dahilde İşleme Rejimi Altında İmha İşlemleri: Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleştirilir?
Dahilde İşleme Rejimi, Türk gümrük mevzuatında önemli bir yer tutar ve bu rejim altında ithal edilen eşyanın imhası, özellikle ihracatla ilgili taahhütler açısından dikkate değerdir. Bugünkü yazımızda, bu konuda yürürlükte olan iki ana düzenlemeye, yani 2005/8391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’ne odaklanacağız.
Her iki düzenleme de, dahilde işleme izin belgesi veya dahilde işleme izni kapsamında ithal edilen eşyanın veya bu eşyadan elde edilen ürünlerin imhası ile ilgili hususları ele alır. Bu düzenlemelerin ana odak noktası, imhanın belge veya izin süresi içerisinde gerçekleştirilmesi ve bu durumda ihracatın gerçekleştirilmesi zorunluluğunun aranmamasıdır.
Özetle, Dahilde İşleme Rejimi altında ithal edilen eşyanın ya da bu eşyadan üretilen ikincil ürünlerin, gümrük idaresi gözetiminde imha edilmesi, gümrüğe terk edilmesi veya mahrecine iade edilmesi durumunda, normal şartlarda beklenen ihracat taahhüdünün yerine getirilmesi gerekmiyor. Ancak burada önemli olan nokta, bu işlemlerin, dahilde işleme izin belgesi veya izin süresi içinde tamamlanması gerektiğidir.
Bu düzenlemeler, hem ihracatçıların hem de gümrük idarelerinin iş yükünü hafifletmekte ve belirli durumlarda ihracat zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Ancak bu süreçlerin doğru anlaşılması ve uygulanması, yanlış anlamalara ve olası hukuki sorunlara yol açmaması için kritik önem taşımaktadır.
Dahilde işleme rejiminin bu gibi detayları, ihracat ve ithalat işlemleriyle uğraşan işletmeler için hayati önem taşır. Bu nedenle, bu tür süreçlerde doğru bilgiye sahip olmak ve mevzuatı dikkatle takip etmek gereklidir.
Blog Yazılarımız İçin Tıklayınız.